counter for blogger
View My Stats

26 Temmuz 2012

Unutmak..Hem bir lütuf,hem lanet...



asker arkadaslarımın hiçbirini hatırlamıyorum demişti bana,şaşırmıştım...

kötü olan her şeyi,her anıyı,her kişiyi siliyor benim beynim demişti,hayran olmuştum bi kez daha o'na o an...

Beni unutmuş mudur,bunu düşünmek istemem,belki işime gelmez bilmiyorum ama azcık unutmaktan bahsedesim var...
Sadece çikolata yediğini söylediğinde ve manasızca kapris yaptıgınızın ertesinde gelen bir kutu çikolatayı kim unutturabilecek mesela sorarım size ..

Benim mesela asla inanmadığım bi kavram. belki de başaramadığım içindir ya da istemediğim için, bilmem... unutmak yok benim için alışmak var; onsuz olmaya, onsuz nefes almaya, o olmayan birilerine dokunabilmeye sadece alışmak. belki başkasını sevebileceğini hissetmek ama asla unutmak değil.....

Unutmak, hafızamız üzerine ne kadar söz geçirebildiğimizdir aslında..ama ruh unutmaz, kalpte daimdir arşivler...

kendine oyalanacak başka şeyler bulmak sanılır sık sık unutmak...
görmezden gelirsin, üzerinde düşünmezsin, unutmaya çalışıyorsun ya, içinizdekileri çözmeden kapatmaya çalışırsın o defteri, kurcalarsan canın yanacak bilirsin. tabi ki de kapanmaz o defter, kenara itilir, en ufak esintide gelir sayfaları koparak önünüze....

O'nun dediği "ben unutuyorum"da buydu bence...En ufak esintide bütün asker arkadaşları,bütün eski sevgilileri üşüşecekti şaşkının başına haberi yoktu...

unutmak, kolay iş değil hoş mu? değil....

koşullar zorlar, gerektirir, şart olur unutmak..elinden fazlası gelmiyordur,gelemeyecektir...
en zor unutma zamanı o zamandır...

"zamansız geliyorsun aklıma,gece ve gündüz ayrımsız
ya bir ışığın ortasında dağıtıyorsun aklımı ya da bilmem gecenin kaçında bölüyorsun uykumu.
ya gözlerin geliyor aklıma ya da hayalin çıkıyor karşıma.
unutuyorum unutmasına da,seni değil..senden başka her şeyi...."
sinsi bi köşededir panzehiri. için yana yana unuttuğundandır, izleri çoktur gidişin. acı gittiği yolu ezberden bilir, geri gelip oturur kimi zaman en yumuşağına yüreğinin....

Unutmak ; insanın kendi terk etttiği zaman gerçekleşen haldir. bazen saplanıp kalır insan. unutmak ister ama her defasında adını tekrar eder o unutulmak istenen hayalin. zamanın yalnızca özlemleri büyüttüğünü varsayarsak eğer, unutmak neredeyse imkansızlaşır. ...
unuturken, sinemaya gider, öyküler okursunuz, gülersiniz, gözleriniz dolar... 'gerçekten başından geçti mi?' diye sorarsınız öykücülere, oysa 'anlatılan sizin hikayenizdir' hep... birileri avcunuza kalbini bırakır, derin mavi bakmayı bilmiyorsanız, göremezsiniz...

uğraştıkça zorlaşan bir istek...
aslına bakılırsa unutmak, bir nevi intikamdır. hatırlamamak, yaşanılanları yoksaymak, varlığını-yokluğunu önemsememek ve boşluğunu aramamak artık hayatınızda olmayan bir kişiye verebileceğiniz en büyük ceza.
neden peki? bir insanı değerli kılan şey nedir? parası mı, zekası mı, güzelliği mi, hoş sohbeti mi?
değil işte, hiç biri değil...
bir insanı değerli kılan şey, onun diğerlerinde yaşayan güzel anılarıdır....
sve siz unutmaya çalıştığınız/unuttuğunuz insana dair tüm anıları, -iyisiyle,kötüsüyle- hayatınızdan atarak onu değersizleştiriyorsunuz.
hani Nazım'ın da dediği gibi, sende artık herkes gibisin... bir anlamın yok, çağrıştırdığın bir şey yok, beni heyecanlandıran-üzen bir şey değil artık varlığın ya da yokluğun. sıradanlaştırıyorsunuz onu. birlikte güldüğünüz, ağladığınız biri için sıradan olmak; büyük bir ızdırap değil mi?
o yüzden büyük bir intikam unutmak...
ama gel gör ki, bir insanı unutmak çok zor bir zanaat. gülerken göz kenarlarındaki kırışıklıklarda mutluluğu gördüğün, konuşurken sesindeki önemsemeyi duyduğun veyahut kavga ederken sıkılı yumruğundaki öfkesinden korktuğun birini unutmak...
ne büyük izdirap....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Her şey sayende...Saygı,sevgi ve özlem ile...

Kaç kişi okumuş ?

Aşk'a inanmıyorum..Ama FENERBAHÇE diye bir şey var :)

Aşk'a inanmıyorum..Ama FENERBAHÇE diye bir şey var :)