counter for blogger
View My Stats

6 Aralık 2012

Someone Like You...




Ben de senin gibiydim.... darmadağın... tâ ki O'na kadar..... 
- peki değdi mi? ona hissettiğin, sana sahip olduğun her şeye mâl oldu....- hem de nasıl değdi... onunlayken tamamen kendim olabildim, nihayet hissettiğim...Hayattı....


kendini kandırmakta müthiş becerikli iken hani sen, birini uzunlamasına ve derinlemesine sevmek paha biçilmezdi. bilirsin; hak etmediğini düşünür insan, bu kadar güzelini hak edecek bir şey yapmamış olacağını. kendi karşısında hiç bu kadar ezilmez ve hiç bu kadar güçlü olduğunu hissetmez insanoğlu. diz çöktüğünü ve şaha kalktığını aynı anda görürsün ruhunun. 
deli olursun, deli. söyle, bu neye değişilir?
sonra? 
sonra kalbin çok kırılır ve gerçeklik ile aşk senin için bir çelişki  haline gelir. güllü dallı değildir aşk, öğrenirsin. artık başlangıçlarda eskisi kadar uğraşmazsın, hiçbir işe yaramayacağını bilirsin çünkü.


Türlü türlü teoriler üretilmiştir hakkında. bana göre aşk yoktur, sadece alışkanlık vardır. kimlerine göre aşk kavuşamamaktır. kimilerine göre aşk her şeydir. kimileri "aşk nedir?" sorusunun cevabını aramakla meşguldür. günler, haftalar, aylar, yıllar geçer ama onlar hala sorunun cevabını ararlar. büyük ihtimal hala cevap arıyorlar çünkü bulsalar haberimiz olurdu. net.


Uzun zaman önceydi. bir asır gibi geliyor şimdi. sahi nasıl bir şeydi aşk? 

şundan artık kesinlikle eminim: biz insanlar birbirimize zulmetmek için aşkı icat etmişiz. insanı bu denli aptalca hareket etmeye iten başka bir duygu daha yok. o denli aptalca bir güvenle, ya da belki de çaresizlikle kalbini emanet ediyorsun oysa elinde hiçbir dayanak yok o kalbin paramparça edilmeyeceğine dair, bu nasıl bir cahil cesaretidir, bu nasıl saçmalamaktır anlamak imkansız. aşıkken çok büyük hatalar yapan insanlar tanıdım, hiçbirini yargılamadım çünkü hep bildiğim bir şey vardı: aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur.

aşk, onunla telefonda ya da İnternet üzerinden konuşurken ertesi gün işe gideceğinizi bilmenize rağmen sabahlara kadar konuşup, gözlerinizden uyku akmasına rağmen "hadi, geç oldu, artık yatalım" teklifini ondan beklemek, ve beklediğiniz bu şey gerçekleştiğinde de "yoksa beni, benim onu sevdiğim kadar sevmiyor mu ki 'artık yatalım' dedi..." diyerek kırılabilme yetisidir.....

sevginin, bir insanın sevdiği insanı yalnızca sevmesi nedeniyle kaybedebileceği haline aşk denir.
çünkü aşk, karşılık bulamazsa olduğu haliyle devam edemeyecek kadar yoğun bir sevgi türüdür. dönüşür, başkalaşır, aşk olmaktan çıkar. oysa başkalaşmasına izin vermemek için yitirmeyi göze almak gerekir. bu nedenle başlamadan biten hikayeler doğasında vardır.


aşka dokunmak için soyunmak,bütün tüllerinin parçalanmasına razı olmak gerekir. görmekten en çok korktuğunu, en derinindekini görürsün. ve aşık olduğunda bir başkasını sevdiğin kadar seversin kendini. hazla ve acıyla kavrulmayı öğrenirsin.
ve aşıkken çırılçıplak gezersin. 
yalnızca aşıkken kendini çırılçıplak görürsün;
gördüğünden korkup
gördüğünü severek!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Her şey sayende...Saygı,sevgi ve özlem ile...

Kaç kişi okumuş ?

Aşk'a inanmıyorum..Ama FENERBAHÇE diye bir şey var :)

Aşk'a inanmıyorum..Ama FENERBAHÇE diye bir şey var :)