bir ateşin, tüm yanma zamanlarında, üzerinde yürümektir unutmak. her unutuş çabasına girişildiğinde, harlanan ateşin kızgınlığı yakar, kişinin bedenini. zaten çok kızgındır kişi, buna bir de ateşin kızgınlığı eklenir durur. acılıdır, unutuş, yakar, ağzını burnunu kişinin; bir de böyle.....
yaşadıklarını yakarak harlanan, ateş, yaşayacaklarını da tutuşturur uçtan uca kişinin. kişi, kül olmasını bekler ateşin acısına katlana katlana. zaten, bekledikçe bir karın ağrısıyla kat kat olmuştur, kasılmaktan kişi. ateş sönmeden, acıya dayanmadan unutamaz kişi. unutamaz kişi, unutmak istediklerini unuttuğu gibi unutmak istemediklerini....
sonbaharın soluk yapraklarının örttüğü upuzun bir yola benzer unutuş, biraz da. bir kimse veya rüzgar süpürür durur, açar yolu. bu olmasa bile ilkbaharda kalmayacak zaten yolu kaplayacak yapraklar. o zaman, yol, ışıyıp gözünü kamaştıracak kişinin; aydınlık yüzüne çarpıp beynini titretecek. görmezden gelinmez artık yol, her şeyi ile uzayıp duruyor işte, mart güneşinin altında kıvrım kıvrım; biraz da, kıvratarak kişiyi. yaprakların yoldan açılması, eski bir yaranın kabuğunun soyulması gibidir. sızlayıp duran yara, kanar artık. kandıramaz artık aklını ve yarasını kişi, kanmaz da. aklı başında değildir kişinin. ki kişi, aklının başında olmadığı zamanlarda daha müşfiktir içine. bağışlar, kendini de unutmaya çabaladığı masalının kahramanını da.
unutmak ateşte yürümektir.. unutan yanar....
asıl unutulması gerekenler dururken, nedense aciliyeti olan şeyleri-kişileri unutmak garip. hafızanın dilediğin istikamette yol almaması durumu, başa sık gelenler arasında üst sıralarda daima ve unutmak meselesinde de böyle bu.
"öyle sarhoş olsam ki, bir an seni unutsam" diyor tanju okan bir şarkısında. "bir an" şeklinde belirtilmesi pek manidar; zira sarhoşluk, unutmaya çalıştığını daha da koyu hatırlatan bir uyuşma hali. o bir anlık unutmayı yakalasan da, akabinde dönüp dolaşıp gözünün önünde buluyorsun onu, hatta çift görüyorsun. unutmak gerekliliğiyle attığın adımlar, gösterdiğin gayretler pek bir işe yaramıyor. uzaklara fırlatmaya çalıştıkların, bumerang olup sana dönüyor garip bir tezahürle....
unutmamak zorunda olduklarımız üzerinde böyle etraflıca düşünmediğimizden olsa gerek, onları çarçabuk unuttuğumuz daha fazla vaki oluyor. neresinden tutsan elinde kalacak bir ikilem bence bu: unutmak bazen güzel bir ülke, bazen de cayır cayır bir cehennem...
kimimize gore unutmak, delirmemek icin insanlarin gidebilecegi son siginaktir .
hergun yuzlerce farkli adla karsimiza cikan ve bize desheti ,ikiyuzlulugumuzu ve curumekte olan degerlerimizi gosteren ve bir zaman insanlarin idealler olarak gormeye alistigi seyleri, bir ise yaramaz kagitmiscasina burusturup attiran medya ya da televizyon dedigimiz modern tanrinin pompaladigi duygudur unutmak .
cevremizin veya cevremizdekilerin yarattigi siddete ulasmamizi saglayan, algilarimizla gun be gun kirlettigimiz varligimiz
bu kirlenmeden kurtulabilmek icin tek silahi olan unutusa siginir ,unutmak bir nevi icsel temizliktir.
bu kirlenmislikte buyuk hasar almis ve kolay kolay temizlenemeyen insanlara atfedilen alan ise ya delilik ya da yabancılaşmaktır .
duzene bir turlu saglanamayan bu yatay gecisin farkli ifadelerle gunah cikarma bicimidir unutus,unutmak.....
ey camia ,neden olmayan zahiri bir ortamda, olmayan zahiri bir isimle ,ayni anda hissetmemizin mumkun olmadigi sanal hisleri paylasiriz?
oysa ki ,kucuk kendi dunyamizin disinda , acimasiz bir bicimde kendi yarattigimiz ya da icine dustugumuz siddete paralel bicimde ve ayni hizda unutuyoruz .
her yeni gun degerler ve idaeller yagmalaniyor ve ayni gunun aksaminda unutuluyor .
kimilerine gore duyarsizlasarak.
bence curuyerek yasiyoruz .
insanliga esitlik ve kardeslik sunmayi vaad eden din ve ideoloji,
yine her gun bunu saglamak icin dunyanin dort bir yaninda kursun ve linclerle bileyler bizi
garip ...
cok garip...
her gun varolani unutmak umuduyla yeni acilara yol alan degil miyiz ?
bugun buraya yazilanlar bile yarin unutulmaya mahkum!!!
kişi ise unutulan, sadece yokluğuna alışmaktır.. unuttum dediğin anda bile aklına gelir sonuçta.. aslında anlatılmak istenen, artık beni incitmiyor; üstesinden geldim demektir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.