31 Ekim 2012
Yalnız Bir Opera
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Gece nöbeti...
Gece Nöbeti
Daha az seviyorum seni..
Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala..
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..
30 Ekim 2012
22 Ekim 2012
18 Ekim 2012
13 Ekim 2012
Olduğunuzdan Daha Akıllı Gibi Görünmenin 10 Yolu
Haşa! Kimseye aptal muamelesi yapmak istemeyiz lakin şunu da kabul edin ki, insan bazı ufak hareketlerle, konuşmasıyla, giyim kuşamıyla olduğundan biraz daha akıllı görünebiliyor. Ya da hiç değilse öyle sanıyor, içini rahatlatıyor, hiç olmayacak yere bir özgüven kazanıyor. Dışarıda böyleleri kol gezerken, gelin onların yanında kendinizi kötü hissetmemek için biraz bize kulak kabartın
11 Ekim 2012
kimse ne bok yediğini bilmiyordu...
Ben daha önce hiç kimseyi böyle sevmedim.." diyordum kendi kendime..
sevemem de..
filan zaman sonra bir başkasını sevdim, ona da "ben daha önce kimseyi böyle sevmedim"dedim..
bir süre sonra başka birine aşık oldum, ona da "ben daha önce hiç kimseyi böyle sevmedim"diyecektim ki..
dur dedim kendime, ne b.. yediğin belli değil..
sevemem de..
filan zaman sonra bir başkasını sevdim, ona da "ben daha önce kimseyi böyle sevmedim"dedim..
bir süre sonra başka birine aşık oldum, ona da "ben daha önce hiç kimseyi böyle sevmedim"diyecektim ki..
dur dedim kendime, ne b.. yediğin belli değil..
vallahi dedim ben daha önce aşktan daha boktan bir şey görmedim..
sonra
bir kişi daha oldu, ona dürüst davrandım..
kusura bakma henüz ne bok yediğimi bilmiyorum, zamanla netleşiriz dedim..
bana baktı( sanırım kusura baktı)
bunun için çok geç, "ben daha önce kimseyi böyle sevmedim" dedi..
anladım ki, kimse ne bok yediğini bilmiyordu..
bir sigara yaktım, karnım açtı..
gidip iki yumurta kırdım.....
sonra
bir kişi daha oldu, ona dürüst davrandım..
kusura bakma henüz ne bok yediğimi bilmiyorum, zamanla netleşiriz dedim..
bana baktı( sanırım kusura baktı)
bunun için çok geç, "ben daha önce kimseyi böyle sevmedim" dedi..
anladım ki, kimse ne bok yediğini bilmiyordu..
bir sigara yaktım, karnım açtı..
gidip iki yumurta kırdım.....
Şems'in 40 kuralı
Birinci Kural:
Yaradani hangi kelimelerle tanimladigimiz, kendimizi nasil gordugumuze ayna tutar.
Sayet Tanri dendi mi oncelikle korkulacak, utanilacak bir varlik geliyorsa aklina, demek ki sende korku ve utanc icindesin cogunlukla.
Yok eger Tanri dendi mi evvela ask, merhamet ve sefkat anliyorsan, sende de bu vasiflardan bolca mevcut demektir.
Ikinci Kural:
Hak Yol' unda ilerlemek yurek isidir, akil isi degil.
Kilavuzun daima yuregin olsun, omzun ustundeki kafan degil.
Nefsini bilenlerden ol silenlerden degil!
Yaradani hangi kelimelerle tanimladigimiz, kendimizi nasil gordugumuze ayna tutar.
Sayet Tanri dendi mi oncelikle korkulacak, utanilacak bir varlik geliyorsa aklina, demek ki sende korku ve utanc icindesin cogunlukla.
Yok eger Tanri dendi mi evvela ask, merhamet ve sefkat anliyorsan, sende de bu vasiflardan bolca mevcut demektir.
Ikinci Kural:
Hak Yol' unda ilerlemek yurek isidir, akil isi degil.
Kilavuzun daima yuregin olsun, omzun ustundeki kafan degil.
Nefsini bilenlerden ol silenlerden degil!
Murathan'dan...
kimdi kimdi kalan
giden mi suçludur herzaman?
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman
her geçen gün bir parça daha
aldı götürdü bizden
aynı kalmıyordu hiçbir şey
değişiyordu herşey
kendiliğinden
artık çözülmüştü ellerimiz
artık bölünmüştü yüreğimiz
birimiz söylemeliydi bunu
ötekini incitmeden
kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil
kalandır terkeden
giden de
bu yüzden gitmiştir zaten
murathan mungan
giden mi suçludur herzaman?
ne zaman başlar ayrılıklar
dostluklar biter ne zaman
her geçen gün bir parça daha
aldı götürdü bizden
aynı kalmıyordu hiçbir şey
değişiyordu herşey
kendiliğinden
artık çözülmüştü ellerimiz
artık bölünmüştü yüreğimiz
birimiz söylemeliydi bunu
ötekini incitmeden
kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil
kalandır terkeden
giden de
bu yüzden gitmiştir zaten
murathan mungan
Gelsin hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak
Birer birer kayıp giderde her bir sevilen, yenisi gelmez, eline geçmez hele ki değeri hiç bilinmeyen, yürekte varsa sevgiden de ötesi, sen ağlasan da boş, ışıkta yaksan nafile, odan karanlık hep loş, hayatın emri hep koş, bayağı bir bekledim boş, yaşantım sanki bir savaş ve hoşta bazen, ateş kesildiğinde ve de sular durulduğunda, yoksa hep gülerdi insan, hep kalırdı masum, saygıda bir kusur ettiğinde minnetinde değeri yok, kafalarda hesaplar yapılır ve mesafeler konur, fakat bu kalp unutmaz, unutamaz ki zaten, her kalp yıkılır ancak yenisi bulunamaz bir mesken, her anım birini özler, rüyada yolunu gözlediğim, düşünceler ve benliğimle canlanır tüm hatıralarım, bitince yalnızım, gözümü açtığımda kalmışım yanımda ailem ve birde arkadaşlarım.......
Gelsin hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak
unuttum bildiğimi doğarken, umudum ölmeden hatırlamak....
Gelsin hayat bildiği gibi gelsin, işimiz bu yaşamak
unuttum bildiğimi doğarken, umudum ölmeden hatırlamak....
Kıçımızdan uydurduğumuz haklar...
Birisinin hayatına dahil olma hakkı aslında kıçımızdan uydurduğumuz bir haktır.
çünkü aslında ilişki dediğimiz şey, birbirinin hayatı ile bir şekilde, o ilişkinin kendine has dengeleri üzerinde haşır neşir olma halidir.
esas konu, birine kendinizi tamamen açıp, "buyur gel, bak seni burada, hayatımın en sıcak ve mahrem yerinde ağırlayacağım, ve sen asla endişelenmek zorunda kalmayacaksın, senden başka kimse o kadar yakın ve iç'te olmayacak bana, evinde hissedeceksin, dilediğin kadar kalabilirsin orada" dediğiniz zaman, o kişinin evi hoyratça kullanmasıdır.. :
çünkü aslında ilişki dediğimiz şey, birbirinin hayatı ile bir şekilde, o ilişkinin kendine has dengeleri üzerinde haşır neşir olma halidir.
esas konu, birine kendinizi tamamen açıp, "buyur gel, bak seni burada, hayatımın en sıcak ve mahrem yerinde ağırlayacağım, ve sen asla endişelenmek zorunda kalmayacaksın, senden başka kimse o kadar yakın ve iç'te olmayacak bana, evinde hissedeceksin, dilediğin kadar kalabilirsin orada" dediğiniz zaman, o kişinin evi hoyratça kullanmasıdır.. :
sen bahanesin...
nasılsa öyle yaşanacaktı
söylenecek bir bahane hep vardır
ha bugün yalnız
ha günün ötesi
seni sevmek
beni harcamak olmayacaktı
sana yüklediğim anlamları
senmişsin gibi düşünme
aldanırsın...
sen o anlamlarla
sadece bende varsın
ben seviyorsam
sen bahanesin .......
söylenecek bir bahane hep vardır
ha bugün yalnız
ha günün ötesi
seni sevmek
beni harcamak olmayacaktı
sana yüklediğim anlamları
senmişsin gibi düşünme
aldanırsın...
sen o anlamlarla
sadece bende varsın
ben seviyorsam
sen bahanesin .......
insanlar yalnızca kendilerinin hissetmediği acıları çekenleri teselli edebilirler W.Shakeaspeare
yıldızları süpürürsün , farkında olmadan
güneş kucağındadır, bilemezsin
bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür
ciğerinde kuruludur orkestra , duymazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun ,
anlamazsın uçar gider , koşsan da tutamazsın ..
insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için,sevmekten korkuyor.
sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için...
güneş kucağındadır, bilemezsin
bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür
ciğerinde kuruludur orkestra , duymazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun ,
anlamazsın uçar gider , koşsan da tutamazsın ..
insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için,sevmekten korkuyor.
sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için...
Kendin için yaşa...
Henuz 18 ini yeni bitirmiştin, enerji ve umutla dolu hayata başlamaya hazırdın…Ne oldu?İstemediğin bir okula girdin. İnsanları mutlu etmek, saygı kazanmak, sevilmek için…Sevmediğin bir bölümde senelerini harcadın….Ayaklarını sürüye sürüye gittin derslere…Çalışmak istemedin ama yine de zorladın kendini…Güç bela bitirdin sonunda…Ne ailen, ne de arkadaşların görmedi yaptığın fedakarlığı…Alkışlamadılar seni, omuzlarının üzerine çıkarmadılar, madalya takmadılar…Enerjin çoktan tükenmeye başladı bile…Kimse bilmez nasıl kendini feda ettiğini…Ruhunu teslim ettiğini…Gençliğini tükettiğini…Şimdi iş bulman gerek…Para kazanman, araba alman, ev alman gerek…..İstemediğin bir işe girdin…Böyle olması gerekiyor diye…Sırf çevrendekiler bekliyor diye…İnsanları mutlu etmek, saygı kazanmak, sevilmek için…Sabahın köründe gidiyorsun işe…
Sen mi bana dönüşürsün ben mi sana ?
yine çok içki çok sigara
susmuyor çünkü aklım
geçmişim, geçirmişliğim
geçkinliğim, içim
e o zaman ben de içeyim
ve anlayamaz kimse içsel tartımın hassasiyetini
bana ödettiği kefareti
8 Ekim 2012
5 Ekim 2012
Sevdiceğin kokusu...
gözlerini kapatıp içine çektiğinde seni yatağından kaldırır onun koynuna sokar. açmak istemezsin gözlerini, bir yandan da bilirsin ki açtığın an gözyaşların bırakacak kendini yalnızlığının ağırlığıyla, uzatırsın elini yorganı sıkarsın, çaresi yok, çözümü yok, acısı çoktur bilirim, bütün vücudun kasılır hareket edemezsin, kurtulamazsın bilirim. sevgilinin kokusu öyledir ki, hem sana direnme gücü verir, burnunun içine dolarken ruhunu kuşatır, hem de enerjini çalar,seni yıkar hayata küstürür, eğer ki sevgili uzak diyarlardaysa elinde avucunda tek kalan sana bıraktığı üzerine kokusu sinmiş tişörtü, ceketi, hediye ettiği yastık ve yarım bir parfüm şişesidir, odana, kıyafetlerine, yastığına sıkarsın günaşırı, mesafeler uzadıkça ilişkiler uzar, saatler uzar, kavgalar soğukluklar uzar, zaman gelir yüzünü unutursun, sesini duyamazsın, yabancı kalır, hissizleşir hislerin, boşluğa düşersin, işte o anlarda seni sakinleştiren, tüm öfkeni hırçınlığını alıp götüren, gelip elini tuttuğunda, gözlerinin içine bakıp sana sarıldığında bütün kötülüklerin koşarak uzaklaşacağını, kimsenin sana, size zarar veremeyeceğini, her şeyin yoluna gireceğini hatırlatandır "sevgilinin kokusu", candır, vazgeçilmez, karşı konulmazdır ki karşı konulmasın hep böyle kalsındır...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Her şey sayende...Saygı,sevgi ve özlem ile...
Kaç kişi okumuş ?
Aşk'a inanmıyorum..Ama FENERBAHÇE diye bir şey var :)




















