counter for blogger
View My Stats

28 Aralık 2012

koku .....

En etkilendiğim kitaptı aslında bu...Çünkü en çok kokularını hatırlardım ben insanların,bir de bana nasıl baktıklarını...İnsanları unutabilirdim,yüzlerinin şekillerini,ellerinin biçimlerini belki gözlerinin rengini bile anımsamazdım bir süre sonra ama o kokularını asla unutmazdım...
Bu da tam benim anlatmaya çalıştığım şeyi çıkarmıştı karşıma...İnsanlardan bir şeyler saklamak istiyorsak hatıra diye,bu küçük küçük şişelerde onların kokuları olmalıydı...



insanın boşuna yaşamadığının ispatıdır aslında kokular...akşam vakti eve dönen annenin kucağına atlandığında hala hissedilen parfüm, bahar temizliğinde ıslak ahşap pervazların kokusu, anneannenin sabun kokan tülbenti, annenin tütünle karışık mis kokusu...İlk oyuncağın kokusu, yaz vakti mutfaktaki biber kızartması kokusu...
Etkili şeydir koku, bir olayı beyninize kokuyla yazarsanız. ayları geçin yıllarca o olayı aynen yaşarsınız. bu tip bir durumdaki öznenin bazı konularda mazoşizt olduğunu düşünürsek - ki çoğu kişi böyledir , çoğu kişi aşk acısını uzun süre unutmamayı sağlayacak şeyleri beyninde toparladığına göre- artı olarak bu kişinin genel hafıza kayıplarını düşünürsek belki olayın bu denli vahim olmasına rağmen, hoşnutluk sağlayan şey bile olabilir. en azından beyne kazınmıştır. bir his veriyordur. velhasıl kelam iyi veya kötü bir şey olsun bir olayın soundtracki gibi beyne yazıldığında sittin sene kendisinden kurtulmak zordur. 
allah da belasını versin öyle hafızanın.. en olmadık yerde, en olmadık zamanda kişiyi öyle bir yere götürür ki bu, tam unuttum, aştım bazı şeyleri, önümüze bakıyoruz artık derken acı gerçekleri bir bir yüzünüze vurur. bu kadar ani bir şekilde geçmişi hatırlatması, zihninize kazınmış hatıraları bir anda su üstüne çıkarması bu hafızanın diğerlerinden daha farklı ve daha etkili çalıştığını gösteriyor aslında....
çözümü ? sevgiliye " hayatım mümkünse parfüm sürme sonradan girmesin bi tarafımıza " denilebilir :)

Koku kafa karıştırır...bazen bir kokunun size neyi anımsattığını hemen çözemezsiniz. o koku sizi çok uzaklarda belki de çok yakın bir geçmişteki bir insana bir mekana götürür ama ne olduğunu bir türlü çıkaramazsınız. çözemezsiniz derken saatlerce falan değil kısa bir süre 1 dk bile olmadan o sarsıntı gelir hem kalbinize hem beyninize sonra tüm vücudunuza aynı anda. esip geçen bir koku sizi alır aylar öncesine başka bir eve başka bir aynanın karşısına götürür ve o evde yaşananlar gözünüzün önünden hızla geçerken kalbinize küçük küçük oklar fırlatır. bir an önce uyumak ve unutmak istersiniz....
kokular uçucudurlar ve hareket ederler. tıpkı hafıza gibi.
özlemeye yardım eden en büyük inatçı, hafızadır koku... hafıza bazen acıtır.
hafizanin en alengirli halidir... bir anda yok yere bir koku gelir burnunuza... gozunuzu kapatip, icinize cekersiniz ta yillar oncesini... bambaska bir sehrin, bambaska bir donemin kokusu... sanki hafif kahveli bir koku, ya da sehre karisan kar kokusu ve ya bir sokagin kokusu... neye ait oldugu cok onemli olmaksizin, illa ki ozlem veren koku seklidir bu... nedense beyin kotu kokulari cogu zaman unutur da bazi kokular hep kalir. yapisir aklinizin bir kosesine.. tekrar icinize cekersiniz ve keske dersiniz.. boyle gariptir kokus hafizasi, bazen olmaz olsundur, bazen iyi ki olandir. bence bu olmasa ozlemezdik hicbirseyi ya da hicbir yeri. koku hafizasi dokunur kilan bir hafiza cesididir.. buna sahip olmayan insanlar, genelde sahip olana gore daha mutlu yasarlar belki ama eksik yasarlar.
bazen kokular acıtır. beklenmedik zamanda gelirler çünkü... kalabalıkta yolda yürürken bir zamanlar yanıbaşınızda olan sevdiğinizin kokusunun ,yanınızdan geçip gitmesidir. çarpar. deliye döner onu ararsınız. acaba bir mağazaya mı daldı ,bu kokuyu sadece o kullanırdı nerde olabilir diye gözleriniz onu arar arar...koku acıtmaz ,ancak onun kokusu sizi yaralar.

koku hafızası acitir...
hafızadaki koku da acitir... 
bazen duyulan bir koku insanı gecmise götürür, yasanan en güzel anıyı zihninde canlandırır insan; bazen de gecmisi düsündüğünde o anıyla birlikte kokular da hatırlanır. gercekte o an ortamda bulunmayan bir kokuyu alır gibi olunca da adamın burnunun direği sızlar, içi cız eder...

en çabuk unuttuğunu en kolay hatırlıyor insan, çok acayip. bir insanın kokusunu kaybediyorsunuz ilk, görüntüler ya da kelimeler gibi değil koku, düşününce bir şekil veremiyor, bir tadı yakıştıramıyorsunuz kokuya. ama aradan seneler geçse bile birden anımsatan başka bir koku duysanız bile resimleriyle, cümleleriyle birlikte geliyor o koku geriye. ameliyatla alabileceklerini bilsem beynimin yarısını feda ederdim koku hafızamla birlikte. hatta işlevine bakıyorum da hepsini alsınlar beynimin, fesleğen gibi oturayım öyle pencere önünde tertemiz kafayla.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Her şey sayende...Saygı,sevgi ve özlem ile...

Kaç kişi okumuş ?

Aşk'a inanmıyorum..Ama FENERBAHÇE diye bir şey var :)

Aşk'a inanmıyorum..Ama FENERBAHÇE diye bir şey var :)